İlyas YENİYURT

BATILILAŞMA ÇIKMAZI VE MUKADDESATA ÖZLEM - Kampüsten Yükselen Çığlık

Immanuel Kant zamanı “Sessiz bir testere” rolünde görür. Çekirdeği atılalı iki asırdan fazla olan Batılılaşma ağacı artık bu “Zaman testeresi” ile sökülüp atılmıştır.

İki asır evvel filizlenmesi ümidiyle topraklara atılan Batılılaşma çekirdeği zaman içerisinde öyle ya da böyle serpildi; fakat ağacının dallarında yaprak açmadı, açmadığı gibi de bu ağacın dalları hep kırık kaldı.
Kant´ın “Sessiz testeresi” olan ve bize her daim en doğrucu nicel-nitel sonuç ve çıkarımları sunan “Zaman” Batılılaşmanın yapraksız, çiçeksiz, kuru ve bir o kadar da yavan görünümlü, özlü ağacını kökünden söküp attı.
“Zaman testeresi”nin söküp attığı Batılılaşmadan sonra mukaddes özlerimize geri dönüşümüzde Muhammed İkbal´in “Ben yolu sormuyorum, arkadaş arıyorum. Nasıl demişler; evvel arkadaş, sonra da yol.” sözünde belirttiği üzere gereksinimimiz olan arkadaştır. Çünkü yolumuz ve yönümüz açık, mefkûremiz kutsal ve gürbüz, mürşitlerimiz ile kılavuzlarımız ise sabittir. O öz ruhumuza dönüş yolculuğumuzda ihtiyaç olan davasını sinesinde eriten, mukaddesat özlemiyle aynı zamanda sinesi de erimeye başlamış olan yol arkadaşlarıdır.