Süleyman İrgin

Bir Yoksul Sanat Anlatısı

Sanat bütün halkın değil de yalnızca varlıklı sınıfların malı olur olmaz bir mesleğe dönüştü, mesleğe dönüşür dönüşmez de bu mesleği öğreten yöntemler ve bu yöntemler yoluyla sanat öğretimiyle uğraşan, bu mesleği seçmiş insanlar ortaya çıktı, sanat okulları kuruldu. Liselerde bile söz sanatları/retorik sınıfları kuruldu, güzel sanatlar akademilerinde resim, müzik, tiyatro… öğretilmeye başlandı. Şimdi bu okullarda sanat öğretiliyor. İyi, güzel de, sanat, sanatçının yaşadığı özel bir duygunun öbür insanlara aktarımı olduğuna göre, bunu okulda nasıl öğreteceksiniz? Hiçbir okul insanda ne bir duygu uyandırabilir ne de insana sanatın özünün ne olduğunu kendine özgü yöntemle bir duygunun nasıl ortaya çıkarılabileceğini öğretebilir. Okulda öğretilecek tek şey, sanatçıların yaşadıkları duyguları başka sanatçılara nasıl aktarabildikleridir. Sanat okullarında öğretilmekte olan da bundan başka bir şey değildir, ancak böylesi bir eğitim gerçek sanatın yayılmasına bir katkı sağlamadığı gibi, tam tersine sanat adı altında taklit sanatın yayılmasına katkıda bulunarak insanların gerçek sanatı anlamalarına engel olur, hatta bu konudaki en büyük engeli oluşturur (L. N. Tolstoy).