Hikayemiz perdesini günümüzden
dört yüz yıl öncesinde aralıyor. Cihana hükmeden Osmanlı’nın çöküş ile
yüzleştiği ve kendi kanında boğulduğu o kederli günlerde bizleri selamlıyor.
Kudreti yeri göğü titreten
Sultan Osman’ın, Sultan Mustafa’nın, IV. Murad’ın, Kösem Sultan’ın ihtişamlı
hayatlarının gölgesinde geçen aciz kulların yaşamları önümüze seriliyor.
Bir celladın ve bir cariyenin
gözü olup bakıyoruz dünyaya.
Kötülerin kötü olarak doğmadığı,
iyilerin hep iyi kalmadığı; iç içe geçen kaderlerin nakış gibi birleştiği
hayatlar çıkıyor karşımıza.
Biraz sevinç, biraz hüzün, biraz
yaşam, biraz ölüm, biraz aşk, biraz hasret, biraz insan, biraz tarih kokan...