Azra, yarım kalan romanının başına geçmiş
ve yazmaya başlamıştı, fazla yazmadı biraz halsizdi ve Ceylan’ın yanına giderek
yatağa uzandı.
Uykuya yeni dalmıştı ki bir tıkırtı sesiyle
irkildi. Heyecanla yataktan doğruldu ve Ceylan’a sarıldı bildiği bütün duaları
etmişti tıkırtı ara ara geliyordu, fakat Azra’nın içerilere gidip bakmaya
cesareti yoktu, ya bir hırsızsa, bir hırsızla karşılaşmak istemiyordu, çok
ürkmüştü, o kadar korkmuştu ki Ceylan’a sıkı sıkı sarılmıştı. Ceylan’ın uykusu
çok hafifti gözlerini açtı annesinin yüzüne bakıp gülümsedi tam “Geldin mi
anne?” diyordu ki Azra parmağını ağzına götürerek “sus” işaret yaptı. Ceylan
zeki bir çocuktu bir terslik olduğunu anlamıştı ve annesinin kulağına
fısıldadı:
“Anne eve hırsız mı girdi?”
Azra: “Bilmiyorum kızım, ama sakın konuşma
uyuma numarası yap.”