Yunan mitralyözleri takır takır çalışıyor,
vurulan atlar bağırtıyla karışık kişniyor; ama efesiyle birlikte inatla ayakta
durmaya çalışıyordu. Vurularak yerlere yuvarlanmış olan efeler, düştükleri
yerlerden bile düşmana ateş saçıyordu.
Bazıları da acı çekmekte olan atlarının
boyunlarını sevgiyle sıvazlayarak başlarından vuruyordu. Evlâdı yerine koyduğu,
dağlarda ve cephelerde yaslandığı atını kaybetmenin hüznüyle delirmişçesine
saldırıyordu efeler!
Evlerin önüne düşen yaralıları, Aydınlılar
hemen düştüğü yerden evlerin içine çekerek yaralarını sarıyor, ayakta
durabilenleri tekrar savaşa itiyordu. Her bir Aydın evi, küçük birer sağlık
evine dönüşmüştü. Hızlı şekilde çoğu yaralıyı tekrar savaşa kazandırıyorlardı.
Kan ve yanık barut kokuları sarmıştı her yanı.
Sokaklara kadar yayılan boğuşmanın
ardından, her yer kana boyanıyor ve bazı yerlerde kan olukları oluşuyordu. Top
mermilerinin çıkardığı yangınların yanında, Yunanın özel eğitimden geçirilmiş
tahrip timlerinin, gaz tenekeleriyle çıkardığı yangınlar birbirini izliyordu.