Hâlbuki ben o yazıyı yazarken çok farklı
şeyler düşlemiştim. Bütün yaşananların bir rüya olduğunu, gerçekten annemin
sıcacık dokunuşuyla bu kâbustan uyanacağımı düşünmüştüm. Umutluydum da… Hala o
sihirli elin gelip bana dokunup, “Uyan kızım.” demesini bekliyorum.
Öğretmenimin sözleri ise gerçeğin acı bir tokat gibi suratıma yapışmasına neden
oldu. Haklıydı belki, ama onun da bilmediği bir şey vardı. Aslında en büyük
enkazın altında ben vardım. Sevdiklerim, hayallerim, oyunlarım, arkadaşlarım,
hayatım, çocukluğum… Hepsi yerle bir olmuştu. Bedenim sağlam olsa da yüreğim
hala göçük altında…
17 Ağustos’ta hayatını kaybeden
kardeşlerimizin anısına…