Suphi Gündüz

Allah’ın İspatı ve Yolu 4. baskı

Günümüzde, bulunduğumuz çağa nur çağı diyebiliriz. Çünkü nur aydınlanma demektir. Bir insan herhangi bir şeyi öğrenmek istediğinde elinin altında bulunan internetle istediği her bilgiye ulaşabilmektedir. Ayrıca eskiden sınırlı sayıda basılan veya tercümesi olmayan kitapları, şimdi her yerde bulabilmekte hatta sanal ortamda bile bu kitaplara ulaşmak mümkün olabilmektedir. Yani insan bir bilgiye ulaşmayı amaçlarsa, o bilgiye mutlaka ulaşmakta ve bu konudaki seçenekleri oldukça çoğalmıştır. Eskiden özellikle dini bilgiler hep kulaktan dolma, şuradan, buradan duyulan, araştırılıp irdelenmeden körü körüne bir inançla edinilirdi. Bu kör bilgileri birisi sorgulamaya kalktı mı adama dinden çıkmış gözüyle bakarlardı. Sen bilmezsin! Araştırmayacaksın, öğrenmeyeceksin yalnızca kaynak olarak bildikleri bir kişinin dediği doğrudur ve o ne derse doğru olan odur anlayışı vardı. Fakat günümüzde bu zinciri kırmak mümkündür. Her şeye rağmen bu zincir kırılamıyorsa insanın aklına tek bir şey geliyor art niyet. Çünkü her şey insanın gözünün önündedir.

Peki! Bu art niyet ısrarla neden devam etmektedir? Bu sorunun cevabı; insanların inançlarını değiştirmek ve hakikatler anlatıldığında bunları onlara kabul ettirmek çok zordur. Şimdi! Şöyle bir düşünün, yüzyıllardır süregelen oturmuş bir yapı var ve bu yapı yalnızca inançla ilgili değildir. Hem inançla sistemleştirilmiş hem de etrafında çok büyük çıkar döngüsü oluşturulmuştur. İnsanlar gerçekleri öğrenseler bile, yüzyıllardır süregelen bu yapıları, bu çıkar döngüsünü yanlış çıksalar bile terk edemiyor, hakikatlerin peşinden gitmiyorlar. Onun için kabul ettirmek zordur diyoruz ve maalesef art niyet de böyle oluşmaktadır. Hatta şu anda bu anlattığım çıkar döngüsü bir hastalık gibi dünya insanlarını sarmış ve bütün devletlerin